Perihan Akı kimdir? Babanızın Üsküplü annenizin Saraybosnalı olduğunu biliyoruz. Aileniz ve akrabalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?
Balkanlarda doğup büyüyen, Rumelili, anne ve yay kadını olmasının yanısıra hayatı ve insanları seven, daima koşuşturan, güzelliklere hayran bir modacıdır Perihan Akı.
Türkiye’ye yerleşmeniz nasıl oldu? Yeni bir ülke ve sosyal çevreye uyum anlamında yaşadıklarınızdan bahseder misiniz? “Aynı” olan veya “çok farklı” olan şeyler var mıydı? Bu anlamda geçmişinizde yer etmiş yaşanmışlıklarınız nelerdir?
Çok küçük yaşlarda Türkiye’ye geldiğimiz için zorluk çekmedim. Ancak; kültür, görgü, eğitim farkları olsa da yaşanan zamanlar aleyhime olmadı. Güzel ve renkli bir hayata başlamak her şeye değerdi.
Dünyanın sessizce izlemeyi seçtiği Bosna Kuşatması hakkında bize neler söylersiniz? O esnada siz ve aileniz neredeydi? Savaş esnasında ve savaş sonrasında Bosna’da olanlarla bağlantınız/iletişiminiz sürdü mü?
Çok zor günlerdi. Hala hatıralarımda. Ailem ve dostlarım için kaygı ve korku hissettim. Aile olarak bağlantımız hala devam ediyor.
Savaş sonrasında ilk Bosna’ya gidişinizde neler hissettiniz? Gördükleriniz karşındaki duygularınız neler oldu?
Anlatılmaz, sadece yaşanır. Askeri uçakla ailemin ziyaretine gittim. BM ile anlaşma henüz yapılmıştı ve savaş bitmemişti. Bu konudaki duygularım şu an bile oldukça hassas. Gençlik ve çocukluk arkadaşlarımı gördüğüm andaki hüznün hala devam ettiğini söyleyebilirim.
Savaş öncesi ve savaş sonrasını karşılaştırdığınızda Bosna’daki sosyal ve ekonomik hayat hakkındaki izlenimlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Savaş sonrası Bosna’da ekonomi bitmişti denilebilir. Zor şartlar devam ediyordu. O kadar güçlü insanlardı ki Bosnalılar, o zor şartlarda bile yaşam mücadelelerini sürdürüyorlardı.
Bosna Savaşı’nda fiziksel, psikolojik ve manevi zarar görenlerin yaraları sarıldı mı? Özellikle savaş mağduru kadınlar penceresinden bu konuda sizce güncel durum nedir?
Savaş bitti ancak açılan yaraların sarılması, iyileşmesi çok zaman aldı. Fakat Bosnalı kadınlar güçlü kadınlardı. Aileleri için çabaladılar ve bunda da başarılı oldular.
“Moda” tanımınız nedir? Bir modacı olarak mesleğinizi nasıl seçtiniz? Çocukluk hayallerinizde modacı olmak var mıydı?
Modacı olmak çocukluk hayallerim arasında vardı. Yedi yaşımdan itibaren iğne ve makasla dolaşırdım. Keserdim, biçerdim, dikerdim. Sonra mesleğim oldu. Benim moda tanımım; insanın kendisine yakışanı giymesi ve yaşam standardıyla, kültürüyle ve eğitimiyle eş anlamlı olan bir olgudur.
Tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Tasarımlarınız, kişisel özelliklerinizle bağlantılı olarak mı şekilleniyor?
Benim düşünceme göre renkler de zevkler de tartışmaya açık değildir. Hayat tarzının ve yaşanmışlıkların kıyafetlere yansıdığını düşünüyorum. Bu benim için de geçerlidir.
Kişiye özel tasarımlar yapıyor musunuz? Önceki tasarımlarınızın yenilerini etkilediği oluyor mu? Nelerden ilham alırsınız?
Kişiye özel tasarımlar yapıyorum, evet. Tasarımlarım konusunda günden güne değişen bir yapım var. Ancak şurası net ki; doğadan ilham alarak hazırladıklarım her zaman farklıdır.
Kreasyonlarınızın oluşum sürecinden bahseder misiniz? Bir koleksiyon sizce minimum kaç parça olmalı?
Kapsül bir koleksiyon yapılıyor ise oluşumu zaman alır. Otuz parçadan oluşan bir koleksiyon olduğunu düşünelim. Esas olan adet değil işçilikli bir kreasyon olup olmadığı ve bu çalışma için emek veren ekiptir. Yani bir kreasyonu hazır etmek 1 ay da sürebilir 3 ayda sürebilir. Birçok faktöre bağlı olduğu için değişkendir yani.
En sevdiğiniz kumaşları öğrenebilir miyiz?
En sevdiğim kumaşları sırlayacak olursam; ipek şifonlar, ipek şantuklar, ham ipek kumaş, organze, danteller, Fransız ve Brüksel kadifelerinin ön planda olduğunu söyleyebilirim.
Vazgeçilmez giyim parçalarınız nelerdir? Giyimde aksesuar sizce önemli mi?
Evet, çok çok önemli. Şapkalar, şallar, eldiven ve fularlar benim ayrılmaz parçalarımdır. Dolabımda bulunan ve her kadının bulundurması gerektiğine inandığım parçalar ise; ipek gömlek, pantolon, diz hattı sade bir elbisedir.
Erkekler için de son yıllarda “tasarım” kıyafetler oldukça önem kazandı. Siz erkekler için tasarım yapmayı düşünür müsünüz?
Evet, erkekler için son yıllarda böyle bir durum yaşanıyor. Erkekler için tasarım yapmam konusunda talepler alsam da bu konuda bir girişimde bulunmayı düşünmüyorum.
Size göre mesleğinizin en zevkli ve en zor yönü nedir? Müşterilerinizle olan unutamadığınız bir anınızı anlatabilir misiniz?
Mesleğimi severek icra ettiğim için zor yanlarını pek görmüyorum diyebilirim. Daha çok keyifli yanlarını yaşamaya gayret ediyorum. Unutamadığım bir anımdan bahsedecek olursak; Kanal D de bir programa katılacak bir arkadaşıma kostüm olarak önü degaje çok şık ipek bir bluz vermiştim ve verdiğim bluz inanılmaz güzel durmuştu. Bu hataya rağmen ben bile bayılmıştım. O bluzu beğenenler, arayıp soranlar çok olmuştu.
Geçmişte ya da gelecekte moda dünyasında “asla” moda olmaması gerekiyor dediğiniz bir detay var mı? Veya her “daima” moda olsun dediğiniz anahtar parka anlamında bir odağınız var mı?
Asla moda olmasın dediklerim; taytlar ve düşük bel pantolonlardır. En sevdiklerim ise; şömizye gömlek ve pantolondur.
Türkiye’de kreasyon tanıtımlarınız oldu, peki ya Balkan ülkelerinden defilelerinizle yer aldınız mı?
Evet oldu. Savaş sonrasında Saraybosna’da destek amaçlı gerçekleştirdiğim defile hala anılarımda en önemli yere sahiptir.
Moda anlamında bir proje gelişse ve proje ortaklarınız Balkan ülkeleri olsa hangi ülkenin/ülkelerin proje ortağınız olmasını arzu edersiniz?
Moda anlamında bir proje gelişse ve proje ortaklarım Balkan ülkelerinden biri olacak olsa seçim yapmadan “hepsini isterim” derim.
“Best of Rumeli 2021 – Rumeli’nin Enleri – 2021 “de Yılın En İyi Modacısı” ödülünü aldınız. Ödülünüzü İstanbul RUBAKAD – Rumeli Balkan Kadınlar Derneği Başkanı Sn. Hale Güloğlu aracılığıyla kucaklarken neler hissettiniz?
Çok çok gurur vericiydi bu ödülü almak. Gurur hissiyle birlikte çok keyif verici olduğunu da belirtmeliyim. RUBAKAD Başkanı Sn Hale Güloğlu’na o geceki içten takdimi için binlerce kez teşekkür ederim.
Şimdi bir yetişkin olsa da küçüklük dönemlerinde kızınızın kıyafetlerine ve tarzına müdahale ettiğiniz oldu mu?
Olmaz mı? Modacı bir annenin kızı olarak canım kızım Funda’m sade ve şıktır. Her zaman. Güzel torunum Melis’im de annesinin yolunda ilerliyor.
Biz sizi her zaman çok fit görüyoruz. Bunun bir formülü var mı?
Spor, spor, spor.
Çantanızın olmazsa olmazları neler? Makyaj malzemeleri, bakım ürünleri vb.
Çantamın olmazsa olmazları; ayna, kalem, not defteri ve parfümdür.
Bosna dışında Balkan ülkelerini görme fırsatınız oldu mu? Eğer olduysa sizi en çok etkileyen şehri ve mekânı öğrenebilir miyiz? Neden?
Evet oldu. En çok beğendiğim Mostar’dır. Ardından ise Dubrovnik ile Adriyatik sahillerinin her köşesini çok severim.
Balkan müzikleri hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Beğendiğiniz, dinlemekten ve eşlik etmekten keyif aldığınız bir parça var mıdır?
Balkan müziklerini ve müzisyenlerinin dinlemekten büyük keyif alırım. Özellikle; Goran Bregoviç ve Hanka Paldum’dur.
Balkan yemeklerinde favoriniz hangisidir?
Balkan yemekleri oldukça lezzetlidir. Bu kadar lezzet arasında benim favorilerim ise; Boşnak mantısı, Boşnak böreği, armut tatlısı, trileçe ve tufahiye tatlısıdır.
Türkiye’deki diğer Balkan göçmenleri ile temasınız var mı? (dernek-vakıf üyeliği, aile toplantıları, düğün-dernek vb)
Evet, her zaman oldu ve olmakta.
Birinin Balkan göçmeni olduğunu anlayabilir misiniz? Nasıl?
Güzel ve zarif bir kadın ise bir de belirgin elmacık kemikleri varsa o Balkan göçmenidir.
Sizin Balkanlar ile ilgili eklemek istediğiniz bir husus var mı?
Balkan insanı özel ve güzedir. Bu röportaj vesilesiyle her birine sevgi, saygı ve özlemlerimi sunuyorum. www.necladursun.com – Bir Balkan Esintisi ailesine ise çok teşekkür ediyorum.
“necladursun.com Bir Balkan Esintisi Ailesi” olarak Balkanlı kadınların yüz akı Sn. Perihan Akı’ya teşekkür ederiz.