Kosova Türkçem Dergisi’nin Temmuz 2021 248.sayısında “Şehirde Yaşamak” konulu yazıma yer verdiğimi için Türkçem’e teşekkür ederim. Yazımın tamamı ektedir.
Şehirde Yaşamak
Bir şehrin sınırları içinde yaşıyor olmak bizi “şehirli” yapar mı? Bir şehrin sınırları içinde yaşamak bazı sorumlulukları beraberinde getirir mi? Bu iki soruya yanıt aranacak olan yazımıza “kentli” olmanın neyi ifade ettiği ile başlanacaktır.
Kentli olmak; bir kültür birikiminin devamında kent yaşamına uyum sağlamak demektir. Kent ile insan arasındaki bağdır bir bakıma. Bu bağ sağlamlaştıkça kent özellik kazanır. Kenti korumayı, imarına ve şehir planına katılmayı, her açıdan gelişmesinde paydaş olmayı, katılımcı olmayı ve şehre sahip çıkmayı ifade eder.
“Kentlilik, kentte ikamet eden bireyin ve toplumun yaşam tarzını ve kalıplarını ifade eder. Kent sakinlerinin, kentin sahip olduğu sosyal, kültürel, eğitim, gelir, konut ve sosyal ilişkiler gibi imkânlarını kullanabilme ölçüsünde kent ile bütünleşebilmekte ve kentli kimliğine bürünebilmektedir.” (Bilgili, 2011, s. 388)
(“Kentli” ve “şehirli” olmanın aynı anlamı içermediğini savunanlar olduğundan yazımızda bu kavramlar aynı anlam çerçevesinde ele alınacaktır.)
Aidiyet Hissetmek
Kentlilik, bireyin yaşamını sürdürdüğü kente kendisini ait hissetmesidir. Aynı kentte yaşayanların aynı duygularda olması elbette mümkün değildir. Hatta günümüz kent sakinlerinin birbiriyle ve şehirle olan ilişkilerinin oldukça sınırlı olduğu dikkate alındığında, belki de kendilerini şehrin bir parçası olarak hissedememektedirler. İçinde yaşayanların şehre duyarsız kalmaması için önlemler almak, girişimlerde bulunmak yerel yönetimlerin önemli görevlerinden biridir. Değinilen hususa İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin dolaşıma çıkartacağı yeni şehir içi otobüslerinin renk seçimine İstanbulluları dahil etmesi örnek gösterilebilir.
Birkaç yıl önce dolaşıma çıkacak yeni İETT- İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri otobüslerinin renk tespit için bir elektronik anket gerçekleştirmiştir. Anket sorusu; “Size hizmet verecek otobüslerin ne renk olmasını istersiniz?” idi. Anketin sonucunda çoğunluğun “erguvan rengi” ni tercih ettiği görüldüğünden belediye erguvan renkli otobüsleri dolaşıma çıkartmıştır. (Arıcı, 2011) Tercihini erguvan renginden yana kullanmış olan bendeniz o otobüsleri her gördüğümde yaşadığım şehre olan aidiyet duygumu daha yoğun hissettiğimi belirtmeliyim. “Kentte yaşayan bireylerin sahip oldukları diğer etnik, dini veya coğrafi kimliklerinin yanı sıra yaşadıkları kentle özdeş bir kimliğe sahip olmaları anlamına gelen kentlilik bilinci ise, bireylerin kentli olduklarının farkında olarak ve kent ile anlamlı ve güçlü bağlar kurarak, yaşadıkları kente özgü davranış kalıpları geliştirmelerini ifade etmektedir.” (Kurt, 2014, s. 261-278)
Birlikte yaşama pratiğini özümsemiş, kurallara uyan, birbirine saygı duyan, şehrin bileşenlerine sahip çıkan insanları “şehirli” olarak tanımlarken şehrin ve insanın etkileşim içinde olduğu söylenebilir. Şehirde bulunan tarihi eserlerin, doğal zenginliklerin, yaşanmışlıkların etkisindeki sokaklara sinen ruhun orada yaşayanlara sirayet ettiği gerçeğine, Yahya Kemal Beyatlı’nın İstanbul ile olan duygu alışverişinden doğan ölümsüz mısralarında şahit olmaktayız.
Sonuç
Şehirde yaşayanlar için şehirli olmak bir seçim meselesi gibi algılanmaya açık gibi görünse de esasında bir gerekliliğin olduğu aşikârdır. Şehirde yaşayanlar olarak bizi şehirli olmanın gereklerine iten bir düzen içerisindeyiz. Mekâna değer ve anlam katanın insan olduğunu düşündüğümüzde şehrin paydaşları olarak karşılıklı etkileşim ve uyum içinde yaşanmamız bu olgunun içini doldurmamızı lüzumlu kılmaktadır.
Kaynakça:
Arıcı, R. (2011, 10 15). wowrurkey. İstanbullular İETT Otobüslerinin Rengini Seçiyor. adresinden alındı
Bilgili, A. E. (2011). Şehir ve Kültür: İstanbul. İstanbul: Profil Yayınları.
Kurt, N. (2014). Kent Hizmetlerinin Geleceğinde Kentsel Sorumluluk ve Kent Kültürünün Geliştirilmesi Stratejileri. Çanakkale Ondokuz Mayıs Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim Bilimleri Dergisi, 2.