KitapKosova GeziManşetler

0

‘Roman ve Coğrafya’ Prizren Yunus Emre Enstitüsü’nde Tanıtıldı

Roman ve Coğrafya‘nın Prizren Yunus Emre Enstitüsü’ndeki tanıtımı 24 Nisan 2024’de gerçekleşti.

Genç tiyatrocu Sonay Buş’un moderatörlüğünde gerçekleşen tanıtıma katılım yüksekti. Sonay Buş’un Necla Dursun’la ilgili verdiği bilgiler sonrasında sözü alan Necla Dursun, Roman ve Coğrafya’nın içeriği ve yazım süreci hakkında konuştu. Ardından yazar Zeynel Beksaç ve yazar Aziz Serbest konuştu.

Tiyatrocu Sonay Buş ve Necla Dursun etkinlik öncesinde

Zeynel Beksaç’ın Selamlama Konuşması:

“Saygıdeğer konuklar, değerli dostlar,

Kosova Türk Yazarlar Derneği ve Türkçem Dergisi adına çok özetli bir selamlama konuşması yapmak istiyorum.

Necla Dursun, bizden biri. Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin  Kocacık Köyü kökenli. Buralardan hiç ayrılmamış gibi. Öylesine sevdalı bu topraklara. Bunu tanıştığımız Facebook’taki yazışmalardan sezmek hiç güç olmadı. Sonra bir gün İstanbul’da Maltepe’de buluşma fırsatımız oldu. Eşiyle birlikte geldiği buluşmada bugün burada tanıtımı yapılan kitap üzerinde durduğunu söyleyip, içeriğiyle ilgili bilgiler vermişti. Balkanlarla ilgili sorduğu sorular, ilgilendiği konular karşısında ne denli bilgiye sahip olduğunu, konuya ne denli içtenlikle ve titiz yaklaşım yaptığını gözlemlemek zor olmadı.

Ve görüşmemizden birkaç ay sonra, daha doğrusu Ocak 2023 tarihinde çıkan Roman ve Coğrafya-Edebiyat ile Balkanları Okumak adlı kitap Nisan 2023 tarihinde yazar tarafından imzalanarak, Sonay Buş eliyle bana ulaştırıldı.

Okura ulaştığı andan itibaren kitapla ilgili çok sayıda yazı yazıldı, birkaç yerde tanıtımı yapıldı.

Bizim üstüne titrediğimiz Balkanlar, Rumeli sevdası onun da yüreğinde bir kormuş. Buna tanık oldum kitabı okurken. Adeta yüzyıllık özlemin, tutkunun peşinden adımlar gibi, terkedilmiş toprağına, topraklarına kavuşma, bağrına basma gibi bir sıcaklığı hissettim.

Az önce dediğim gibi kitap okura ulaşınca, çok sayıda yazılar yazıldı. Kitapla ilgili ortak dostumuz sevgili Fahri Tuna da görüşlerini paylaştı. Fahri Tuna Necla Dursun’u “Balkan yürekli, naif, coşkulu, çalışkan bir kız olarak tanımlayan Tuna, akademik bir titizlik ve kuşatıcılıkla, ancak akademiyanın o soğuk ve mesafeli dilinden oldukça uzak, sıcacık bir dille ödüllük bir esere imza attığını” vurgular.

Yine dostum Dr. Taner Güçlütürk, Dursun’un bu değerli çalışmasında Balkan sevdalılarına yepyeni, ilginç, orijinal ve değişik bir bakış açısı sunduğuna dikkat çeker.

Kitabın arka kapağında yer alan dava arkadaşımız Leyla Şerif Emin’in diğerleri arasında görüşü de şöyle: “Yazıları  akademik çalışmalar kadar verimli ama verdiği haz şiir tadında ve akıcı…”

Dostum Necla Dursun’u bir daha kutluyorum. Kitap konusuna nokta vurmayacağına, yeni eserlere kollarını sıvayacağına inancım tamdır…”

Şair/YazarZeynel Beksaç ve Necla Dursun

Aziz Serbest’in Konuşması:

Necla Dursun’un “Roman ve coğrafya” kitabı üzerine…

Edebiyat ile Balkanları Nasıl Okumalı

Yukarda yer alan üst başlık, yazar Necla Dursun’un 2023 yılı başında İstanbul’da yayınladığı kitabının da başlığını oluşturuyor. Yazar bu çalışmasıyla bizlerin içinde yaşadığı Balkanlara ve yüzlerce yıl Balkanlarda hüküm sürmüş Osmanlı İmparatorluğu’na, bir edebiyat türü olan roman aracılığıyla yaklaşmayı denemiş. Kitabın ön sözünde belirttiği gibi, bunu yaparken, tema ve çözümleme oluştururken ele aldığı konuya geniş bir bakışla yaklaşmıştır. Balkanları ele alarak çözümlemeye çalıştığı dört romanda, tarih aralığı ve sınırı gözetmemiş bu eserleri seçerken sadece konuya bağlı kalmayı yeğlemiştir. Balkan coğrafyası içinde geçen mekan, olay ve karakterler dikkate alınmıştır. Bu yaklaşım yazarın Balkanların geçmişini doğru ve ilk elden tanıklıklarla çözümleme amacına katkı sunarken, okurlara da doğru bir yol göstermeyi amaçlamıştır.

Bu çalışmayı başarılı ve okura yakın kılan dil ve anlatımın düzeyi  içten ve samimidir. Yazar bunun yanı sıra konuyla ilgili akademik çalışmalara da başvurarak kitabının bilimsel yanını güçlü ve  ciddi, Balkan coğrafyasının edebi yanını ön plana çıkarırken de edebi bir yaklaşım sergilemiştir. İçinde bulunduğumuz 21.yüzyılın başından geçmişe yönelerek, Balkanları romanların dünyasından okuyarak günümüze taşıma çabasını çok önemli buluyoruz. Çünkü bizler, 1912 Balkan Harbi bozgunuyla kanımızla, canımızla yüzyıllardır yurt yaptığımız toprakları ve coğrafyayı elden çıkarmadık. Daha da önemlisi koskoca bir Rumeli Türklüğünü kaybettik. Hangi millet olursa olsun uğradığı böyle bir bozgunu kolay kolay tartışamaz ve yazamaz. Nitekim Osmanlılarda Abdullah Paşa, Zeki Paşa gibi bir-iki kumandanın anılarından başka bu ürkütücü sonuçla yüzleşmekten kaçınmışlardır- sadece Mustafa Kemal Paşa yaşamı süresince, Balkan bozgunundan dersler çıkarmış, yenilgiyi hazırlayan çeşitli nedenler üzerinde ayrıntıyla durmuştur.

Necla Dursun’un bu yapıtta ortaya koyduğu kurgu, yorum ve edebiyat coğrafya ilişkisi, Balkan bozgunundan önceki dönemleri Sırp yazar İvo Andriç’ in iki romanı çerçevesinde irdelerken, Arnavut yazar Kim Mehmeti’ nin iki yakın dönem kitabından yola çıkarak da, Osmanlı sonrası Balkan coğrafyasında yaşanan  fikri ve kültürel etkilerin ortaya çıkardığı  çelişkilere dikkat çekmektedir.

Yazar, Balkanlara romanların dünyasından neden yaklaştığını anlatırken bir edebiyat türü olarak romanın gelişme evreleri ve kuramsal altyapısına ayrıntılarıyla değinmektedir. Roman türlerine ilişkin teorik açıklamalarında  işlediği konuya yardımcı olacak roman ve yazarlara isimleriyle vurgu yapmaktadır. Bununla işlediği coğrafya ve mekan ilişkisinin anlamını kurgulamaktadır.

Kitapta İvo Andriç’in kendisine Nobel Ödülü kazandırmış ünlü eseri Drina Köprüsü ile Travnik Günlüğü adlı kitaplarında yer alan coğrafi-iklimsel özellikler, gündelik yaşamda insanın rolü gibi başlıklarıyla ayrıntılı bir incelemeye tabi tutulmuşlardır. Kim Mehmeti’ nin Kuyu ve Üsküp Dilencileri  adlı kitaplarında coğrafyanın öne çıkarılması, olaylar ve mekanların yüzyıllara yayılan benzerlikleri yazara göre günümüz Balkanlarını anlamakta önemli bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır.

Necla Dursun’un bu değerli çalışmasının daha ayrıntılı ve eleştirel değerlendirmesi bu yazının konusu değildir. Ancak, Balkan coğrafyası içinde 21.yüzyıla ulaşarak yaşamını sürdüren bizlerin, bu kitabın açtığı yolla sorgulayacağı bir-iki konuya dikkat çekmek gerekebilir. Necla Dursun, İvo Andriç’ in kitaplarında yer alan Türkçe sözcüklerin çokluğuna dikkat çekmektedir. Hatta bu özellik nedeniyle İvo Andriç’in Drina Köprüsü romanının dünya edebiyatı içindeki ünü ve  yaygın okunurluğu nedeniyle de Türkçenin Sırpcadan çeviri yapılabilecek diller sıralamasında önceliğe sahip olduğunu vurgulamaktadır. Travnik Günlüğü kitabının sonunda Türkçe kelimeler dizininde yer alan kelimelerin Kosova Prizren lehçesini anımsattığını belirterek bunu tanınmış Prizrenli tiyatro sanatçısı Sonay Buş’ la yapılan bir söyleşiyle doğruladıklarına ve İvo Andriç’ in eserlerindeki Türkçe kelimelerin Balkan coğrafyasında günümüzde de yaşadığını vurgulayarak önemli bir saptama yapmış olmaktadır. Kosova Türk ağzının bu özelliğinin Kıpçak Türkçesinden geldiğini ve üzerinde durarak incelediğimiz bir konu olduğunun altını çizmekle yetinelim. Sırpça sözlüklerde de günümüze kadar ulaşarak yer alan bu ağız özelliğinin  Osmanlı öncesi dönemlere kadar uzandığı konusunda daha ayrıntılı araştırmalar gerektiğinin önemine dikkat çekelim. Ancak,  İvo Andriç’ in eserlerinde ki Türkçe kelimelerin çokluğu, onu, Türkçe yazan ve Türkçe düşünen bir yazar olduğu sonucuna götürmez. Zaten, Necla Dursun’ da İvo Andriç’ in eserlerde yer alan karakterlerin yaşam anlayışı ve psikolojik çözümlemelerinden yola çıkarak bunu bir varsayım olarak nitelemektedir. Varsayımdır çünkü; burada söz konusu  olan kitaplar içlerinde çok sayıda Türkçe isimli kahraman ve Türkçe sözcük barındırsa da, Türkçe’ ye bir başka dil ailesine ait dilden Sırpça’ dan tercüme edilmişlerdir. Aynı zamanda, tarihi bir geniş zaman dilimi içinde Sırpça’ da yer alan Türkçe kelimelerin sayısının tanınmış Sırp dilbilimci Vuk Karaciç’ in saptamasıyla üç bine kadar çıktığını da burada hatırlatalım. Bu kültürel etkileşim ve sözcük alışverişi Türkçe’nin Farsça ve Arapça’ dan aldığı kelimler gibidir ve benzer dilbilimsel ilişkiyle açıklanabilir.

Necla Dursun’ un bu değerli kitabının Balkanları ve Osmanlıyı anlamak için önemli ve özgün bir yöntemin kapısını araladığını vurgulamalıyız. Günümüzde, Balkanların şimdiki durumuna ve Osmanlı geçmişine Evlad-ı Fatihan söylemleriyle, hamaset dolu kahramanlık menkıbeleriyle, sadece dinsel olguları öne çıkararak veya uzak/yakın dönemde yaşanan savaş trajedileriyle birlikte ortaya çıkan kitlesel göçleri hatırlamakla yaklaşmak gerçekçi bir tutum olamaz. Günümüzde yaşanmakta olan, yakın ve orta vadeyi hızla etkileyen  asimilasyon süreçleri,  Balkanlardaki Türk varlığının önündeki en büyük sıkıntılardan birisidir. Balkanlarda ki Osmanlı-Türk varlığı tarihin geçmişinde kalmış arkaik bir uygarlık kalıntısına dönüşmeden, Türk aydınlarının, akademik çevrelerin daha gerçekçi çözümler üzerinde düşünmeleri gerektiği kanısındayız.

Yazar Necla Dursun, İvo Andriç’ in düşünce yapısına değinirken, şair ve düşünce adamı Sezai Karakoç’un 1964 yılında İvo Andriç’in Nobel Ödülünü kazanmasının ardından yazdığı Romancımız İvo Andriç başlıklı yazısına gönderme yaparak okurlara sağlam bir ufuk sunuyor. Kitapta yer aldığı şekliyle Sezai Karakoç şunları yazıyor: “İvo Andriç gönüllü olarak Osmanlı tebası bir yazardır… Batan bir dünyayı yavaş yavaş ortaya çıkarmayı deneme niyeti ve tavrıyla da her biri bir yöne giden insan kitleleri içinde imparatorluğun ağırlık merkezi olan bir bölgenin halkını değerlendirme ve bir medeniyet tarzı olarak sunma, orijinal bir kadro yakalama ve buradan yeni bir estetik kurma farkıyla bir Osmanlıdır, İvo Andriç”.


Aziz Serbest’ten sonra Prof. Dr. İsmail Parlatır konuşmasıyla tanıtım programına katkı sundu. Prof. Parlatır özetle  şunları söyledi: “…Edebiyat bilimi günümüzde çeşitli alt başlıklar altında incelenmektedir. Okurlar edebiyat coğrafyası, sosyolojisi, psikolojisi, tarihi gibi alanlarla okura daha anlaşılır yöntemler sunmaktadır. Bu alanlar okurlara olduğu gibi edebiyatla uğraşan bilim insanlarına da yeni alanlar açmaktadır. Bu nedenle yazar Necla Dursun’un roman ve coğrafya ilişkisini Balkanlar boyutunda incelemesi doğru ve anlamlı bir çabadır…”

Prof. Dr. İsmail Parlatır, saygıdeğer eşi ve Necla Dursun

Konuşmaların ardından kitabıyla ilgili yöneltilen soruları yanıtlayan Necla Dursun katılımcılara kitap imzalayarak armağan etti. Yazar Zeynel Beksaç, yazar İskender Muzbeg, yazar Aziz Serbest, Prof. Dr. Nimetullah Hafız, değerli eşi Prof. Dr. Tacida Hafız, Prof. Dr. İsmail Parlatır, yazar Nevzat Şundo ve yazar Birsen Gota ile müzisyen İrfan Şekerci, müzisyen Hürmet Bahtiyar Celina’nın izleyenler arasında bulunduğu gecede tiyatro sanatçıları; Tansu Kervan, Deniz Dadale ve Sali Laloş katılım gösterdi. Toplu fotoğraf çekimiyle son bulan etkinlikte pırıl pırıl gençler de izleyenler arasındaydı. Program Prizren Yunus Emre Enstitüsü’nün konuk ağırlama alanında sohbet eşliğinde çay ikramıyla son buldu.

Yazar Nevzat Şundo ve Necla Dursun

Prof. Dr. Nimetullah Hafız ve Necla Dursun

İskender Muzbeg – Necla Dursun

Yazar Aziz Serbest ve Necla Dursun

Müzisyen İrfan Şekerci ve Necla Dursun

Bizden Haberdar Olun!

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed