Metafor kelimesi eski Yunan filozofu Aristoteles’ten günümüze ulaşan bir terimdir. Retorik, lengüistik, felsefe, semiyotik, psikoloji, pedagoji gibi çeşitli alanlarda kullanılmakta olan bu terim günümüzde daha çok retorik yani edebiyat, anlatı sanatı, belagat terimi olarak biliniyor. Bunun yanı sıra psikoloji, sosyoloji ve dilbilim gibi dallarda da anlatım ve öğretimde aracı görevi görmekte.
Metaforlar söz konusu olduğunda onlarcasından söz edebiliriz. Ancak en çok bilinenleri sıralarsak ilk akla gelenlerden birinin anahtarlar olduğunu görürüz. Anahtar kullanmak; gerekli olan bilgiye ulaşmak ve yeni deneyimler olarak nitelenebilirken geçmişte bir kalenin anahtarına sahip olmanın temsil ettiği gücü günümüzde bir arabanın yahut uçağın anahtarı temsil etmekte.
En temel işlevi kilitleri açmak olan anahtarlar esasen küçük bir metal parçasından daha fazlasıdır. Gücü, bilgiyi ve gizemi temsil eden kuvvetli bir semboldür. Mitolojide gökyüzünün veya yeraltı kapılarını açan anahtarların tanrılar tarafından taşınması gibi. Bundandır ki günlük hayatta markaların logolarında, insanların bedenlerindeki dövmelerde ve kadınların mücevherlerinde sıklıkla karşılaşırız anahtarlarla.
Bir Balkan Esintisi Ailesi olarak Niğde’nin Yeşilburç Köyü’nde gördüğümüz ve içeriğimizin görseline taşıdığımız mübadele sebebiyle Yunanistan’a giden bir Rum ailenin evine ait anahtar, insanın hayal gücünü ve yaratıcılığını tetikleyen çok yönlü bir sembol olduğunu bir defa daha hatırlattı bize.