İzmir’in Vişneli Mahallesine kahve içmeye davetliydik. Aracımızı park ettiğimiz anda bize ‘hoş geldiniz’ diyen içeriğimizin görselindeki pansumanlı incir ağacı fidanı oldu.
Belli ki gövdesinde bir yara, bir kabuk açıklığı yahut başka bir dert vardı. Sahibi de onu gözden çıkarmayarak tedavi altına almıştı. Bu tedaviyi köklerini saran toprakla sağlamış, toprağın nemini bir merhem gibi onun gövdesine sürmüştü. Bir pet şişe yardımıyla şifalanacak olan fidan da biliyor olmalıydı marazı nispetinde tehlikelere açık olacağını. Bu nedenle ayakta duruyor, sahibini yeşerttiği dallarıyla selamlayarak ona teşekkür ediyordu.
Bu iletişimin benzeri Esel Arslan’ın İncir Ağacı şiirinde de mevcut olduğundan dizelerine yer veriyoruz:
Güzelim
İncir ağacım
Üzerinde
Olgun yemişlerin
Yarılmış
Ballar akıtır her biri
Usul usul bedeninden
Tıpkı güzel bir şiir gibi.
İncir ağacım
Güzelim
Teşekkür ederim
Armağanım olsun
Yemişlerine ve sana
Bu küçük şiirim.