‘’Yeryüzü Bilgesi’’ olarak anılan Bosna-Hersek’in efsane lideri Aliya İzzetbegoviç çaresizdi. O ve arkadaşları, aç ve sefil Bosna halkının hayatta kalmaları için çare arıyorlardı. Ne yapılabilirdi?
Sonunda karar verdiler; bir tünel kazılacaktı. Hem de günde 200 havan topunun dövdüğü kuşatma altındaki şehrin altından… Böylece dünya ile bağlantı kurulacaktı.
Duyanlar “delilik” diye nitelendirerek ardından şu cümleyi eklediler; “Bu projede çalışacak gönüllü bulmak dahi imkânsız.”
Uçak pistinin altından geçecek tünel için hassasiyet ve uzmanlık gerekmekteydi. Aliya İzzetbegoviç’in tam desteğiyle iki mühendis ve bir geometri uzmanı eşliğinde, gizlilik içinde, asker ve sivil işbirliğiyle Dobrinye’den bir ucu Butmir’dendiğer ucu olmak üzere karşılıklı olarak birçok imkânsızlığa rağmen başladı.
Donji Kotorac Mahallesi’ndeki cesur Kolar Ailesi ve evde yaşayan Sida Nine, tek katlı beyaz badanalı evlerinin altından tünel kazılmasına gönüllü oldular.
Kazının rotası (günümüzde müze olan) evden Uluslararası Bosna Havaalanı’na doğru olsa da aslında özgür dünyaya doğruydu.
Ayçiçeği yağının aydınlattığı kandillerle sadece geceleri ve gürültü yapmamaya özen gösterilerek ilkel malzemelerle kazı yapılmaktaydı. Yerin 5 mt altında, oldukça soğukta kazma kürek sallamak, çıkan hafriyatı Sırp gözcülere sezdirmeden, el arabalarıyla toprak üstüne yaymak çokça maharet istemekteydi. Günde üç vardiya ile sürdürülen kazıda, Bosna’nın verimli topraklarının yeraltı suları çalışmaları yavaşlatmaktaydı. Su seviyesi oldukça yüksekti. Biriken su, kova ve bidonlarla ve de insan gücü ile boşaltılmaya çalışılıyordu.
30 Temmuz 1993 tarihinde iki uçtan kazı yaparak gelenlerin karşılaştılar ve 800 mt uzunluğunda, 1 mt genişliğinde, sadece 1.6 mt yüksekliğindeki tünel 4 ay 4 günde tamamlanmış oldu.
Tamamlandığı anda işlerlik kazanan ve hayata göz kırpan bu tünel “Umut Tüneli” olarak anıldı. Kendi ülkesinde mülteci muamelesi gören vatandaşların umudu, yaşam kaynağı oldu.
Bosna kuşatmasında her zaman halkı ile yan yana olan Aliya’nın kabri bu gün yine halkıyla iç içe olduğu bir kabristanda, mütevazı ve asil bir halde sonsuz uykusundadır.
Not: Okuduğunuz yazım 19 Temmuz 2019 tarihinde yazarportal.com’daki köşemde yayımlanmıştır.