İzmir Bergama’ ya bağlı bir köy Yeniköy.
1926 yılında Makedonya ‘dan Yunanistan ‘a oradan da vapurla İzmir ‘e gelmiş köyün kurucuları. Elde avuçta ne varsa tamamıyla toprak almışlar. Birbirine yakın yerleri alarak yeni topraklarına yerleşmeyi ve bir köye dönüştürerek bir arada kalmayı tasarlamışlar. Sonrasındaki üç yıl içinde göç edenlerin eklenmesiyle ve artık gelecek diye beklenen kimse kalmayınca harekete geçmişler.
Köy halini alacak duruma erişildiğinde Ankara ‘dan gelen memurlar, Makedonya ‘dan göçmeden evvel Sirkovo ve Rosoman ‘da kim kimin komşusu ise aynıyla oturma planı çizilmiş. Yeni yerleşim yerinin sakinleriyle karşılıklı mutabakat içinde gerçekleştiğinde takvimler 1929 ‘u göstermektedir. Oturum düzeni belirlense de bir sıkıntıyla karşılaşılıyor. Geçici olarak (hatta derme çatma denilebilecek) idarelik evlerinin yerine kalıcı olanları inşa etmek için inşaat malzemesi bulunamaz. Bu durumu çözebilmek için bir çare düşünülürken 10 yıl kadar önce koleraya yakalanan Osmanlının belediyelik olarak yönettiği 400 hanelik yakınlarındaki Doğanköy akıllara geliyor. Kimsenin kurtulamadığı bu salgından geriye kalan yerleşim yerini yıkarak inşaat malzemesi olarak kullanıyorlar. Böylece kısa sürede köy kurulunca sıra geliyor köye isim bulmaya.
İsim belirleme serüveninde ilk olarak, İzmir valisinin adına atıfta bulunarak “Rahmibey Köyü” olarak isimlendirmeyi düşünülüyor. Ancak vali buna rıza göstermeyince valinin o tarihte etkin biri olan kayınçosunun adıyla yani “Muhsinbey Köyü” olarak isimlendirme önerileri de vali tarafından uygun görülmüyor. Sonrasında Muhsin Bey ‘in iki oğlundan birinin adı verilmek isteniyor: “Fuatbey” ve “Alibey”. Yazı tura yapılarak isim belirleniyor: “Fuatbey Köyü”. 1929 ‘da Fuatbey Köyü olarak kayıtlara geçen köyün adı 1936 yılına kadar bu isimle anılıyor.
1936 yılında ülke sathında geziye çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk köye geliyor. Köylülerle sohbet eden Atatürk ‘e köyü tanıtanlar “Bu köy sizin oralı Paşam, köyün tamamı Makedonya ‘dan göçerek gelenler.” diye takdim ediliyor. Köy hakkında genel bilgi alan Atatürk hemşerilerine bir istekleri veya ihtiyaçları olup olmadığını soruyor. Köylüler yakındaki Bakırçay ‘ın mevsimsel gerekçelerle taştığını ve taşkınlarda ekim dikim yaptıkları tüm arazilere zarar verdiğini ileterek ıslah edilmesini talep ediyorlar. Bu keşiften sonra Bakırçay ‘ın ıslahı gerçekleştirilerek çayın her iki yakasına ulaşımın sağlanması için bir de köprü inşa ediliyor. Böylece ovadaki ekinler kurtuluyor ve her iki yakada ulaşım kolaylaşıyor.
Atatürk ‘ün köyü gezisi esnasında köyün adının nereden geldiğini merak ederek; “Kimdir bu Fuat Bey, sizi buraya getiren kişi mi?” diye soruyor. Aldığı cevap karşısında Atatürk “Siz Türkiye Cumhuriyeti ‘nin yeni vatandaşlarısınız. Bu sebeple bu köyün adı “Yeniköy” olsun.” diyor ve köyün adı 1936 ‘dan sonra bu isimle anılıyor.
İsim hikayesi bu şekilde başlayan köy sonraları belde olarak belediyelik veriliyor ve adı “Yenikent” oluyor. Sonrasında büyükşehir yasası neticesinde belde olma özelliği son bularak ilçeye yani Bergama’ya bağlanarak eski adı olan “Yeniköy” kullanılmaya başlanıyor.
NOT: İçerik görselleri Temmuz 2022 ‘de sitemiz tarafından kayda alınmıştır.
Yeniköylü Sn. Doğan Çolak tarafından aktarılan konu hakkındaki bilgileri YouTube kanalımızda 2 bölüm halinde izlenebilir.
Sn. Doğan Çolak ‘a, Köy Muhtarı Rasim Devcar ‘a ve bacanağı Şahin Kutlu ‘ya Bir Balkan Esintisi Ailesi olarak teşekkür ederiz.
Köy Meydanı (Eski belediye binası)
Çiftçilikle geçinen köyün sokaklarında hemen hemen her hanenin önünde bulunan traktörler…
Köy Meydanı
Köyün sevimli sakinlerinden biri…
Sn. Doğan Çolak ‘ın konu hakkındaki bilgileri aktardığı videonun 1. bölümü
Sn. Doğan Çolak ‘ın konu hakkındaki bilgileri aktardığı videonun 2. bölümü