MüzikSanat

0

Yahya Kemal Beyatlı ve Münir Nurettin Selçuk

Üsküplü yazar ve şair Yahya Kemal Beyatlı Türk Sanat Müziği’ne en çok “beste” veren şairlerdendir. Yahya Kemal –Münir Nurettin Selçuk birlikteliği ise Sanat Müziği’ne altın çağını yaşatmıştır denilebilir. Bu birlikteliğin en önemli ürünlerinden biri “Endülüs’te Raks” isimli eserdir. Yahya Kemal’in İspanya izlenimlerini aktardığı şiir, ancak Münir Nurettin’in bestelemesinden sonra halka sunulmuştur. Yani şiir, şarkı haline gelince paylaşılmıştır. Kanımca bu örnek az ancak nitelikli yazan şairin Münir Nurettin’le olan dostluğunu anlamaya kâfidir.

“Zil, şal ve gül, bu bahçede raksın bütün hızı.
Şevk akşamında Endülüs üç def’a kırmızı.
Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir.
İspanya neş’esiyle bu akşam bu zildedir.”

Yahya Kemal–Münir Nurettin Selçuk birlikteliğinden bahis olduğunda “Aziz İstanbul” isimli Türk Sanat Müziği eserinden söz edilmezse konu eksik kalır. Bir İstanbul aşığı olmakla birlikte İstanbul’u en iyi anlatanlardan biri olan Yahya Kemal Beyatlı’nın bu dizeleri günümüz müzik dünyasının sıkça icra edilenler listesinde üst sıralardadır.

“Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul,
Görmedim, gezmediğim, sevmedim hiçbir yer,
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul,
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.”

Yahya Kemal’in İstanbul sevgisi şöyle bir anısıyla anlatılagelmektedir; “Küçüksu sırtlarında bir yemek davetinde her şair kadeh kaldırıp sevdiği insana ithafen dizeler okumaktadır. Sıra Yahya Kemal’e geldiğinde güneş batmak üzeredir ve Boğaz bütün ihtişamıyla geceye göz kırpmaktadır. Davete birlikte katıldığı hanıma birkaç dize okuyacak sanılmışsa da O ‘Kadehimi aziz İstanbul‘umun Sarayburnu’ndan batan akşam güneşinin şerefine kaldırıyorum!’ demiştir.”

İstanbul sevgisini anlatan birçok anekdotu bulunan şairin eserleri vefatından sonra açılan “Yahya Kemal Enstitüsü” tarafından yayımlanmıştır.

“Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya,
Ruh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya,
Duymaz bu anda taş gibi kalbinde bir sızı,
Fark etmez anne toprak ölüm maceramızı.”

Bir anlamda modern Türk şiirinin başlatıcısı sayılan Yahya Kemal, “Hayal Şehir” adlı şiiriyle İnönü Sanat Armağanı’nı kazanmıştır (1948).

Eserleri (sağlığında kendisinin tasarladığı başlıklar altında) şu şekilde yayımlanmıştır.

• Kendi Gök Kubbemiz (1961)
• Eski Şiirin Rüzgariyle (1962)
• Rübailer ve Hayyam Rübailerini Türkçe Söyleyiş (1963)
• Aziz İstanbul (1964), Eğil Dağlar (1966), Siyasi Hikayeler (1968)
• Siyasi ve Edebi Portreler (1968)
• Edebiyata Dair (1971)
• Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım (1973)
• Tarih Müsahabeleri (1975)
• Bitmemiş Şiirler (1976)
• Mektuplar-makaleler (1977)

Ölümünden sonra dostları ve hayranları tarafından “Yahya Kemal’i Sevenler Cemiyeti” kurulduğu gibi, bir de İstanbul Fetih Cemiyeti ’ne bağlı “Yahya Kemal Enstitüsü ve Müzesi” açılmıştır. 1961’de ziyarete açılan müze 2009 yılında tarihi Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi’nde Yahya Kemal Müzesi olarak restore edilerek bugünkü halini almıştır. Kendi kütüphanesi, kitaplarının ilk baskıları, kartpostal ve mektup örnekleri, fotoğrafları, nüfus cüzdanı, pasaportları, banka defterleri, tıraş takımı, kalemleri, gözlüğü, kolonya şişeleri gibi kişisel eşyaları ile Atatürk’ün kendisine gönderdiği imzalı fotoğraflar, Park Otel’de kullandığı yazı masası, koltuğu, golf aletleri ve kıyafetleri sergilenmektedir.

Paris’te Montparnasse Bulvarı’ndaki Closerie Des Lilas isimli ünlü restoranın tahta masalarının üzerinde dünya sanat ve edebiyatının ünlülerinin küçük bakır levhalar üzerine yazılmış isimleri ile ölümsüzleştirilmiştir. Piyanonun yanı başındaki küçük masada “Yahya Kemal Beyatlı’nın ismi kolayca okunabilir.

Saygıyla anıyoruz…

Not: okuduğunuz yazım 11 Eylül 2019 tarihinde yazarportal.com’daki köşemde yayımlanmıştır.

Bizden Haberdar Olun!

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed