Rumeli diyarında çok dinlenir. Hele bir de dinleyen efkârda, üzüntüde, kederde ise tekrar tekrar bıkmadan dinlenir “Kırmızı gülün alı var” türküsü.
Bal’kan’ coğrafyasının adındaki “kan” kültür öğelerinin hemen hepsinde kırmızı renkli nesnelerle metaforlaştırılırken bu türküde “kırmızı gül” le özdeşleşmiştir. Melodisiyle ve sözleriyle boğazlara düğümleri sıralayan eserin hikâyesi ise oldukça dokunaklıdır.
Söylenceye göre; Bulgaristan’ın “Güller Vadisi” olarak isimlendirilen “Kızanlık Yöresi” nde savaş zamanı askere giden bir genç uzun süre geri dönmez. Annesi ve eşi senelerce bekler fakat ne gelen olur ne de bir haber alınır. Anne de eş de usanmadan bekleyişlerini sürdürürken; oğlunun yolunu gözlediği bir gün tren garından eve gelen anne, gelininin yanında bir erkek görür. Gördüklerine hiddetlenerek yüzünü görmediği adamı ve gelinin evdeki tüfekle öldürür. Sonrasında öldürdüğü adamın oğlu olduğunu anladığında vazodaki kırmızı güllerin yanı başında yere yığılır.
İşte bu hüzünlü Urumeli türküsünü, sevgili Banu Kaya ‘nın buğulu sesi ve Onur Asım Şenocak ‘ın muhteşem kanun tınılarıyla Bir Balkan Esintisi için sergiledikleri performanslarını Youtube kanalımızdan dinleyebilirsiniz.
Kırmızı gülün alı var
Her gün ağlasam da yeri var
Bugün benim efkârım var
Ah bu gönül arz eder seni
Ah bu gönül arz eder seni
Kırmızı gülün pürçeği
Yar önünde oynar köçeği
Neyleyim yarsız döşeği
Ah bu gönül arz eder seni
Ah bu gönül arz eder seni
NOT: Performansı youtube kanalımızdan dinlemek için: