Nazar; saplantı düzeyinde sevgi, kıskançlık, çekememezlik gibi duyguların oluşturduğu kuvvetli enerjinin göz aracılığıyla canlıları etkilemesidir. Az çok herkeste olduğuna inanılırken mavi gözlü kimselerde daha fazla olduğuna inanılır. Bilhassa bazı kimselerin sebebi bilinmeyen nazar güçlerinin olduğuna da. Bu kimselerin bir hayvana, bir insana ve özellikle bir çocuğa baktıklarında aniden hastalık, sakatlık yahut ölüm gibi olayların meydana geldiği dilden dile dolaşır. Böyle kimselerin bakışlarından taşan çarpıcı ve aynı zamanda öldürücü şiddet ‘göz değmesi’ olarak adlandırılır. Yöreye göre ‘nefes değmek’ ve ‘nefese uğramak’ olarak da isimlendirilirken bu etkiden yani nazardan korunmak için çeşitli yol, yöntem ve nesnelere başvurulur.
Kurşun döktürmek, sadaka vermek, muska yazdırmak, başından tuz çevirip ihtiyaç sahibine vermek, okutup/üfletmek, yüze kara sürmek, tütsü yakmak nazardan korunma yöntemlerinden bazılarıdır. Ancak nazar boncukları tüm yöntemlerin içinde en bilineni ve en yaygın olanıdır.
Çocuklanın elbiselerine dikilen tespih tanesi büyüklüğündeki cam nazar boncukları bazen göz şeklinde olur. Bu boncuklara ‘göz boncuğu’ veya ‘gök boncuk’ denilir. Yanında; muska, çörekotu, maşallah gibi bir kaç nesne varsa adı ‘nazar takımı’ a dönüşür. İşte bu nazarlıkların üretildiği yerlerden biri İzmir’de bulunuyor. Türkiye’de nazar boncuğu üretiminde söz sahibi merkezlerden biri; eski adı Kurudere olan İzmir Nazar Köy…
